Dergimizin bu sayısında, Autodesk Türkiye Ülke Lideri Murat Tüzüm ile söyleşi gerçekleştirdik. Kendisinden Autodesk faaliyetleri hakkında geniş bilgi alırken, düzenledikleri “Üretimde Yeni Dönemi Konuşuyoruz”
konulu etkinlik ile ilgili geri dönüşler hakkında bilgi sahibi olduk.
Sizin sunduğunuz yeni teknolojiler üretimde ve diğer sektörlerde hangi sektörlerde kullanılıyor? Kaç yıldır kullanılıyor?
Autodesk olarak sunduğumuz tasarım çözümleri ile kullanıcıların daha iyi bir dünya hayal etmelerine, tasarlamalarına ve hayallerini gerçeğe dönüştürmelerine yardımcı oluyoruz. Profesyonel tasarımcılardan mühendis ve mimarlara, dijital tasarım sanatçılarından öğrencilere ve hobi sahiplerine kadar geniş bir kitle bugün yaratıcılıklarını geliştirmek ve önemli problemleri çözmek için Autodesk yazılımlarını kullanıyor. Üç boyutlu tasarım, mühendislik ve eğlence yazılımları alanında 30 yılı aşkın süredir lider konumdayız. Bina, karayolu, otomobil, tüketici ürünleri, filmler, video oyunları ve diğer pek çok şey Autodesk teknolojisiyle yapılıyor. Uzay araçları ve uçak parçalarından mobilyaya ve hatta otomobil gövdesine kadar günümüzde çoğu sektör üretim süreçlerinde 3 boyutlu tasarım için Autodesk teknolojilerini kullanıyor.
Autodesk olarak inşaat sektöründen, 3 boyutlu tasarıma, medya ve eğlenceye kadar birçok alanda tasarım çözümleri sunduğunuzu biliyoruz. Türkiye’de ağırlıklı olarak hangi sektörlerde aktifsiniz? Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Autodesk, 3 ana endüstride çözüm sunuyor. Bunlar sırasıyla inşaat ve mimari endüstrisi, üretim endüstrisi ve eğlence yazılımları dediğimiz film endüstrisi. Türkiye’nin lokomotifi inşaat sektörü. Bizim de Autodesk olarak gerek dünyada gerek de Türkiye’de hitap ettiğimiz en büyük sektör inşaat sektörü.
Bununla birlikte üretimde Türkiye’nin çok önemli bir rolü var. Okullarda hep şunu öğrendik: ‘Türkiye doğuyla batı arasında köprü konumundadır.’ Üretim sektöründe de bunu yaşayabiliyoruz. Türkiye’deki üreticiler hem iç pazara hem de doğuya ve batıya iş yapıyorlar.
Lojistik olarak ülkemizin konumu, kültürel olarak da her iki kültüre yakın olmamız gibi etkenler söz konusu. Dolayısıyla son yıllarda üretim sektöründe büyüyen bir ivme var. Bir yerde kriz olduğu zaman bu sektörümüzü etkilemiyor. Çünkü başka yerlere de işler yapabiliyoruz. Aynı zamanda dinamik bir sektörümüz var. Bugün bir ürün üreten firma ilgili endüstride bir sorun olduğunda başka bir ürün üretecek şekilde kendini yenileyebiliyor. Bence bu, bizim kültürümüzden de gelen bir güç. Bunlar üretim sektörünü güçlü kılıyor.
“Üretimde Yeni Dönemi Konuşuyoruz” etkinliklerinin amacı neydi?
Günümüzün hızla değişen dünyasında tüketici ve üretici kavramları bugüne kadar hiç olmadığı kadar birbirine yaklaşıyor, hatta iç içe geçiyor. Bugünün üretim sektöründe, malzeme bilimindeki gelişmeler ve 3 boyutlu yazıcı teknolojileri sayesinde bir tüketici aynı zamanda kendi ürünlerinin üreticisi olabiliyor. Bugün aslında her masaüstü bir üretim fabrikasına dönebiliyor. Bunlar önce takı ve yüzük gibi aksesuvarlar tasarlamakla başladı.
“Autodesk olarak öğrencileri geleceğin mühendisleri olarak ve dünyanın geleceğini tasarlayan, tasarlayacak olan kişiler olarak görüyoruz.”
Daha sonra 3 boyutlu yazıcılarla kıyafet, protez ve ilaç tasarlamaya kadar gitti. Dolayısıyla bu yeni dönemde, tüketici üretici kavramları eskisi gibi değil. Öte yandan yakın döneme kadar yaşadığımız kitlesel üretim dönemini de geride bıraktık ve bugün kitlesel kişiselleştirme kavramından söz ediyoruz. Örneğin basit bir Bluetooth kulaklık bugün artık dünyadaki 7 milyar insanın kulağı için özel, kişinin kulağına tam uyacak şekilde farklı şekillerde tasarlanabiliyor. Bildiğimiz klasik kulaklık teknolojisine başka bir bakış açısı getiriliyor. Bu da üretim sektörünü etkileyen, pazarın ihtiyaçlarını değiştiren bir değişim ve sektörün bu değişimi kaçırmaması gerekiyor.
Bir üçüncü değişim de kalite algısında yaşanıyor. Eskiden üreticiler, ürettikleri ürünlerin ömür boyu dayanacak kalitede olmasını istiyorlardı. Oysa bugün ürünlerin yaşam döngüsü çok daha kısalıyor ve üreticiler ürünlerini daha kısa yaşam döngüsüne uygun şekilde daha kısa dayanacak şekilde üretmeyi tercih edebiliyor ya da ürünün ömür döngüsü içinde maliyetleri düşürerek tüketicilere düşük fiyatlı ürünler sunarak yedek parça gibi seçeneklerle ek gelirler elde etmeyi tercih edebiliyor. Yeni ürün üretmek firmaları daha rekabetçi kılabiliyor.
Özetle, üretimde yeni dönemde üç yeni değişimden bahsediyoruz: Tüketici-üretici kavramlarının iç içe geçmesi, kitlesel kişiselleştirme ve kalite algısındaki değişim. Günümüzün zorlu iş dünyasında Sektördeki firmaların rekabetçiliklerini koruyabilmek için bu değişimin bilincinde olmaları ve bu değişime uyum sağlamaları gerekiyor. Biz de Autodesk olarak “Üretimde Yeni Dönemi Konuşuyoruz” etkinliklerimizle sektördeki firmalara bu değişimleri anlatmayı ve yeni dönemde kendilerini öne geçirebilecek ipuçlarını onlarla paylaşmayı arzu ettik.
İstenilen sonuca ulaşılabildi mi?
“Üretimde Yeni Dönemi Konuşuyoruz” etkinliklerimizi bu yıl 3 ilde gerçekleştiriyoruz. İstanbul’da ve Ankara’da düzenlenen etkinliğiklerimize toplam 700 kişi katıldı. Her iki şehirde de beklentimizin de üzerinde gördüğümüz katılım, üretim sektöründeki şirketlerin yeni döneme ayak uydurmak için heves ve çabasını gösterdiği için bizi çok sevindiriyor. Etkinliklerin üçüncü ve son ayağını 3 Kasım’da İzmir’de düzenleyeceğiz. İlk iki etkinliğin başarısını İzmir’de de sürdürmeyi umuyoruz.
Katılımcılar memnun kaldı mı acaba seminerden tepkileri nelerdi?
Etkinlikler sırasında ve sonrasında konuştuğumuz katılımcılar, gerek kendilerini besleyen içerik anlamında, gerekse sektörden meslektaşlarıyla ve uzmanlarla bir araya gelmelerine olanak tanıması açısından seminerlerin kendilerine büyük yararı olduğunu paylaştılar. Yeni dönemde iş yapış biçimlerini değiştirecek, rekabet olanaklarını güçlendirecek yeni teknoloji ve çözümler hakkında detaylı bilgiler bulmaktan dolayı memnuniyetlerini dile getirdiler. Bu da bize doğru bir iş yaptığımızı gösteriyor ve bizi mutlu ediyor.
Autodesk olarak eğitim alanında ne gibi çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?
Autodesk olarak bugünün üniversitelerinde, okul sıralarında oturan öğrencileri geleceğin mühendisleri olarak ve dünyanın geleceğini tasarlayan, tasarlayacak olan kişiler olarak görüyoruz. Onların daha iyi bir dünya hayal etmelerine, bu hayallerini gerçeğe dönüştürmelerine yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Bu nedenle bütün öğrencilerin, üniversitelerin ve okulların bütün Autodesk yazılımlarına ücretsiz olarak erişmesini sağlıyoruz. Bugün bir öğrenci, bir üniversite, herhangi bir süre ve fonksiyon kısıtlaması olmaksızın hiçbir bedel ödemeden Autodesk yazılımlarını laboratuvarında kullanabiliyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de öğrenci ve eğitimciler, “Autodesk Eğitim Topluluğu” web sitesinden (http://students.autodesk.com) Autodesk yazılımlarına kolayca erişebilir ve ücretsiz sürüm indirebilirler. Tamamı en son sürüm olan yazılımlar için herhangi bir kısıtlama bulunmuyor. Bugüne kadar dünya çapında 100 milyonun üzerinde, Türkiye’de ise 3 milyon öğrenci Autodesk yazılımına ücretsiz erişim sağladı.
Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız bir protokolle Türkiye’deki meslek liselerini ve teknik liseleri Autodesk yazılımlarını kullanmaya teşvik ediyoruz. Gerek öğretmenlere eğitim verilmesi, gerek uygun laboratuvar ortamlarının sağlanması konusunda Türkiye’deki tüm meslek liselerinde ve teknik liselerde bir protokol dahilinde çalışmamız var.
Ayrıca, öğrencilerin bu teknolojileri kullanmalarını teşvik etmek, dünyaya daha fazla entegre olmalarını sağlamak amacıyla çeşitli dönemlerde etkinlikler ve yarışmalar düzenliyoruz. Autodesk Eğitim Topluluğu kanalıyla öğrencilerin tasarım projelerini dünyayla paylaşmalarına olanak sağlıyoruz. İlki 2013 yılında düzenlenen geleneksel Autodesk DesignNext Ulusal Öğrenci Tasarım Yarışması’nın kazanan takımları, her yıl düzenlenen Panorama Uluslararası Öğrenci Tasarım Etkinliği’ne katılma şansı yakalıyor.
Son olarak Mayıs ayında Gazi Üniversitesi’nde düzenlediğimiz bir yarışma Autodesk’in Fusion 360 isimli bir ürünüyle gerçekleşti ve öğrencilere bir gün boyunca Autodesk Fusion 360 eğitimi verildi. Ertesi gün de öğrencilerden bir üç boyutlu, üç tekerlekli bisiklet tasarlamaları istendi. Dünyadaki, Türkiye’deki en iyi bisiklet üreticisinin yaptığı kadar, iyi hatta daha iyi görsellikte sonuçlar elde edebildik. Bu yarışmadan çıkan sonuçları da, geleceğin mühendislerine gerekli ortamı yaratıp şans verirsek çok iyi sonuçlar alabileceğimizin bir ispatı olarak görebiliriz.