E-Dergi SEKTÖRLER HABERLER ÜRÜN TANITIMLARI TEKNİK YAZILAR DOSYALAR RÖPORTAJLAR BAŞARI HİKAYELERİ UZMAN GÖRÜŞÜ YAZARLAR FUARLAR ETKİNLİKLER PROFİLLER Editörden Künye YAYIN KURULU ARŞİV ABONELİK İLETİŞİM
Mimarlıkta Robotik Tasarımlar ve 3D Baskı Dönemi Mx3d Ceo’su Velden: “Amacımız; Gelecekte Neler Olabileceğini Göstermek”

Kalebodur’un mimarlığın gelişimine katkı sunmak ve genç mimar adayları ile sektörün önemli isimlerini buluşturmak amacıyla başlattığı ‘Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor’ söyleşilerinin bu ayki konuğu MX3D’nin CEO’su Gijs van der Velden oldu. 

 

Robotik 3D baskı konusunda çığır açan çalışmalara imza atan Velden, bu alanda henüz yolun başında olduklarını belirterek; “Robotik üretimde daha yolun başındayız. Amacımız, geleceğin nasıl olacağını değil, gelecekte neler olabileceğini göstermek” dedi. Genç Türk mimarlara da kapılarının açık olduğunu ifade eden Velden, başvurularda istekli olmalarını istedi.

 

‘Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor’ söyleyişi serisinde Celal Abdi Güzer, bu kez mimarlıkta robotik tasarımlar ve üç boyutlu baskının üncü ismi, MX3D (Multi Axis 3D Printing) CEO’su Gijs van der Velden’i konuk etti. Hukuk eğitimini tamamladıktan iş bulamayınca girdiği Joris Laarman Lab’de mobilya yapmaya başlayan Velden, kısa süre yaratıcı yanın da ağır basmasıyla firmadaki tasarım işlerine de el atmaya başladı. Tasarım konusunda kendisini geliştiren Velden, daha sonra kurduğu MX3D firmasıyla mimarlık alanında robotik tasarımlarla ve üç boyutlu baskı projelerini yaptı. Burada ses getiren işler üreten Velden, mimarlıkta robotik tasarımlar ve üç boyutlu baskıda gelinen nokta hakkında önemli bilgiler verdi.

 

“Üç boyutlu yazıcı aslında malzemeyi üste üstte ekleyen bir robot”
Joris Laarman Lab’de çalışırken büyük şeyleri üç boyutlu olarak nasıl basabileceklerine kafa yorduklarını anlatan Velden, zamanla robotik üç boyutlu basım ve üretimin kendileri için çözüm olabileceğine gördüklerini söyledi. “Robotik üç boyutlu yazıcı aslında malzemeyi üst üste ekleyebilen bir robottan başka bir şey değil” diyen Velden; şunları söyledi: “Artık malzeme eksiltmeden ancak gerektiğinde ekleyerek üç boyutlu geometriler elde edebiliyorsunuz. Dijital tasarım döngüsü, dijital olarak tasarlayabildiğiniz, üretebildiğiniz, her veriyi kaydedip, bunları sürecinizi geliştirmek için kullanabildiğinizde kapalı bir döngü haline gelebiliyor. Bunu yapabildiğinizde ise, mevcut yapım süreçlerinden farklı olarak zaman içinde biz insanların yardımı dahi olmadan gelişebilen bir süreç elde edebiliyorsunuz. Yani, yapım sürecinde tüm girdilerin ve paydaşların gerçekten tek bir makine gibi çalışabilmesi artık BIM sistemleri ve dijital tekniklerin kullanımıyla mümkün hale geliyor.”

 

“Şu an için insan gücüne ihtiyaç var”
Sistemin sağlıklı çalışması için şu an için insan gücüne ihtiyaç duyulduğunu ancak geliştikçe buna gerek kalmayacağını dile getiren Velden; “Şu an insan gücünü daha ihtiyaç var. Gelişmekte olan ve dört insan bir robotla ilerleyen bir süreç. Robotun hareketsiz durduğu, yazılımın o sırada yazılması gereken durumlar var. Gerçekten neler olacak biz de bilmiyoruz. Deniyoruz, bakıp, süreçte geliştirilmesi gereken şeyleri tespit ediyoruz. Başlangıç bu oldukça manuel ilerliyor. Ama artık sürecimiz tamamen dijital hale geldi. Kameralarımız, sensörlerimiz var üzerinde. Artık hiçbir şeyi bizim yapmamız gerekmeden üç boyutlu geometrilerimizi basabiliyoruz” diye konuştu.

 

“Bu daha başlangıç”
Mimarlıkta robotik kullanımın tasarımı kısıtladığı eleştirilerine cevap veren Velden; “Biz de metal işiyle çalışmaya başladık, sürecin son derece karmaşık olduğunu gördük. Bununla nasıl inşa edebileceğimizi anlayana dek çok fazla şey olduğunu gördük. Ama şunu göz ardı etmemek lazım ki, tuğla dizme ya da ahşap işleme becerileri de binlerce yıllık birikimlerle gelişti. Bizler, robotik üretimde sadece beş yıllık bir yapım tecrübesine sahibiz. 

 

Bu daha başlangıç. İlginç olan şey şu ki, tüm bu robotlar aynı dili konuşuyor. Özel beceriler öğrendikçe iş bu robotları birbirleriyle ilişkilendirmeye gelecek. Aynı dili konuştukları için bu hiç de zor olmayacak. Bu alandaki gelişmelerin de hep üstel büyüme gösterdiklerini görüyoruz. 2011 yılında biz başladığımızda, dünyada belki bizimki gibi on proje vardı. Şimdi binlerce var ve bu gelişmelerin gittikçe daha hızlı gerçekleştirdiğini görüyoruz” dedi.

 

“Kemiklerin büyüme örüntülerini inceleyip, kopyalamaya çalıştık”
Üç boyutlu baskıda malzemenin daha verimli kullanıldığını belirten Velden, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu gerçekten de görmesi çok ilginç bir süreç! Bir kez dijital olarak tasarlamaya başladığınızda ve onu bir bilgisayar yazılımıyla optimize edebildiğinizde, çıkan sonuç gerçekten de son iki bin senede yapıla gelenden çok farklı ve organik oluyor. Bir sürü çalışmada ağaçların, kemiklerin büyüme örüntülerini inceleyip bunları kopyalamaya çalıştık. Bu gerçekten malzemenin verimli kullanılmasını sağlıyor. Malzemenin verimli kullanımı da eklenmeli üretim yöntemiyle son derece uyumlu çalışıyor. Dolayısıyla ne kadar az malzeme kullanırsanız, iş ok dara hızlı tamamlanır, süreç yine verimli olur.”

 

“Amacımız; gelecekte neler olabileceğini göstermek”
Velden, robotik çalışmaların, mimarlık ve sanat arasındaki sınırların bulanıklaştırdığı tezine karşılık da, kendileri için klasik anlamda bir farkın söz konusu olduğunu ancak iki alanında paylaşabileceği farklı şeyler olduğunu söyledi. Joris Laarman Lab’de yaptıkları çalışmalarda bu ikisinin bir araya gelip ilginç sonuçlar verdiğini görebildiklerini hatırlatan Velden; “Sanat, bir mimar ya da mühendise bir şeyler öğretebilir ve tabii bunun tam tersi de geçerlidir. İkisini bir araya getirdiğinizde, sonuç kaçınılmaz olarak yeni ve ilginç olacaktır. Bizim için daha çok teknik mühendislik projelerinde sanatı işin içine katmak son derece önemli. Çünkü hayranlık uyandırıcı bir etkiyi yaratma ve iletmede bu iletişimi kurmak gerekiyor. Sadece mühendislik bakış açısıyla bir proje geliştirirseniz, insanlar bunu fark etmeyebilir bile. Bunu daha öncede görmüştür muhtemelen. Eğer böyle bir teknolojiye sahipsek biz, belki bunu da yapabildiğimizi göstermek istiyoruz. Bu teknolojiyi ileride belki herkes yapmayacak. Ama yalnızca bunun nerelere gidebileceğini göstermek bile, insanları gelecekteki yönelimler konusunda meraklandırmaya ve heyecanlandırmaya yarar. Kuşkusuz, ancak bu teknoloji ulaşılabilir hale geldiği anda ve bununla diğer insanların neler yapabileceğini çok merak ediyoruz. Bu da tıpkı testere gibi, diğer aletler gibi bir alet sonuçta. Bu projenin temel beklentilerinden biri de bu yeni teknolojinin mümkün olduğunca çok yönünü keşfedip göstermek. Köprüyle yapmaya çalıştığımız şeyde budur aslında: geleceğin nasıl olacağını değil, gelecekte neler olabileceğini göstermek” diye konuştu.

 

“Maliyet açısından şu anda rekabetçi durumda değiliz”
Kullandıkları teknolojinin geliştirme aşamasında olduğunu ve dolayısıyla şu an da çok pahalı olduğunu dile getiren Velden, şunları kaydetti: “Normal bir köprüyle kıyaslayınca şu anda tabii ki çok pahalı. Temel sebebi de geliştirme aşamasının hala çok fazla mesai gerektirmesidir. Ama şunu da düşünmeniz gerekir ki, bir noktada robotlar 7/24 çalışır hale gelecekler. Bir saniye bile durmayacaklar. Maliyet açısından tabii ki, henüz rekabetçi durumda değiliz. Ama bir noktada daha karmaşık strüktürlerin üretiminde, söz gelimi çok fazla kaynak işi, el işi gerektiren durumlarda daha şimdiden farkın azaldığını söyleyebiliriz. Böyle bir teknoloji tamamen otomasyona geçildiğinde birden fazla makine 7/24 çalıştığında, sürenin kısalması ve verimliliğin artmasındaki etkilerin, bütçelere de yansıdığını göreceğiz. Hollanda’da örneğin, artık neredeyse hiç kaynak ustası kalmadı. Artık yavaş yavaş ölmekte olan bir beceri bu. Aynı maliyette olmasalar dahi artık insanlar bununla ilgileniyor. Çünkü robot her zaman orada çalışmaya devam edecek. Bir kez o beceriyi öğrendiğinde de asla kaybetmeyecek. Bu tür üretimin ilginç taraflarından biri de bu işte.”

 

“Biz robotça konuşuyoruz”
“Biz robotça konuşuyoruz” sözleriyle ilgili de bilgi veren Velden; “’Biz robotça konuşuyoruz’ demek bu makineler üzerindeki kontrolümüz tam demek aslında. Biz insanların, robotlara yaptırmak isteyebilecekleri her şeyi yaptırabiliriz. Gelip nasıl çalıştığımıza baktıklarında, bir köprü bastığımızı görüyorlar örneğin. O sırada başka robotların da etrafta koşturup başka işler yaptıklarını da görebilirler. O yüzde evet ‘Biz robotça konuşuyoruz’” dedi.

 

“Teknoloji kesinlikle ana akım olacak”
İnşaat endüstrisinin geleceğiyle ilgili de fikirlerini paylaşan Velden, bunun farklı malzemeler için farklı cevaplarının olduğunu söyledi. Metalin kullanımı açısından, inşaat işlerinde büyük bir dönüşüm öngörmediklerini vurgulayan Velden, “Salona bakarak söyleyecek olursak, büyük ölçekte bir işi bu yöntemle tamamlamanın son derece yavaş olacağını düşünebilirsiniz. Ama kendi teknolojimizde şimdiye dek araştırdığımız dijital süreçlerin her bir adımının gelecekte ana akım haline geleceğini söyleyebiliriz. Tamamen dijital yöntemlerle kapatılmış bir üretim döngüsü normal kabul edilecek. Dijital olarak tasarlamak, üretmek. Belki de prefabrik üretimler olacak ama yine de hepsi gönderen tarafından dijital olarak kontrol edilmiş, taranmış, kaydedilmiş olacak. İnşaat böylece daha verimli şekilde yapılabilecek. Üç boyutlu basım, endüstriye büyük bir giriş yapmış olabilir ama yine de örneğin bir gökdelen yapacaksanız, bunun üretimi hala prefabrik üretimlerle daha verimlidir. Dolayısıyla üç boyutlu basım çok daha özelleşmiş yapılar için mümkün olacaktır. Belki Zaha Hadid yapılarındakiler gibi dış duvarlar için evet, ama yapılanların yüzde 95-99’u için bu geçerli olmayacaktır. Bu niş bir sektör ama arkasındaki teknoloji kesinlikle ana akım olacaktır” ifadelerini kullandı.

 

Bu teknolojiyle  mimarlığın kendi bağlamını yeniden keşfedecek
Teknoloji yüzünden mimarlığın radikal bir değişime uğradığı iddialarına da katılmadığını kaydeden Velden, çevrede prefabrik olarak yapılmış, konumuna hiçbir bağlılık göstermeyen pek çok yapının olduğunu savundu. Velden, aksine bu teknolojinin mimarlığın kendi amacını ve bağlamını yeniden keşfetmesine yarayacağını inandığını kaydetti.

 

Genç Türk mimarlara çağrı: “Başvurmak konusunda istekli olun”
Söyleyişi sırasında genç Türk mimarlarına da çağrı yapan Vendel, şirketlerinde onlara her zaman yer olduğu müjdesini verdi. Vize alma sürecinin biraz karmaşık olduğunu hatırlatan Vendel; “Ama biz ilginç tasarım becerilerine sahip veya robotlarla çalışma konusunda eğitim almış kişilere her zaman açığız. Mutlaka başvurmak konusunda istekli olsunlar. Biz, bir yandan uluslararası bir firmayız. Dolayısıyla burada İstanbul’da bir projesi olanlarla da birlikte çalışmaktan mutluluk duyarız. Yazılımız yakında erişilebilir olacak. Bunu paylaşacağız. Burada bir robotunuz varsa bizim Hollanda’da yaptığımız gibi siz de aynı şekilde çalışabileceksiniz” diye konuştu.

Paylaş Tweet Paylaş
2137 kez okundu
RÖPORTAJLAR
FusTech360 Yetkilileri ile Fusion 360’ın Değer Önerisini Konuştuk…
Bugün Pandeminin ilk yılının sonlarına doğru faaliyete geçen Fusion 360 Yetkili İş Ortağı FusTech360 Şirketi yetkililerine Fusion 360’ı sorduk. Şirketi pandemide kurdukları i&ccedi DEVAMI...
Metal Eklemeli İmalatta digiMODE’dan Tam Destek
Sahip olduğumuz 20 yılı aşkın tecrübe ile şunu biliyoruz ki; ihtiyaçlarınızı iyi bilmek çok önemli. digiMODE olarak size ihtiyaçlarınızı belirlemede ve yatırım yapacağ DEVAMI...
Hexagon Metrology, 2. Kalibrasyon Merkezini Bursa’da Açtı
Sayın Levent Bey Bize Kendinizi Anlatır Mısınız? Levent Yeşilbağ: 1987 yılında ODTÜ Makine Mühendisliğinden mezun olduktan sonra MNG Tesisat Ankara da çalışma hayatına başla DEVAMI...
ZUKEN E3 Series Yetkilileri ile WIN EURASIA 2018 Söyleşisi
CPV(Consulting Products Visions)’nin Türkiye mümessilliğini yaptığı ZUKEN firmasının Genel Müdür’ü Joachim Frank ve Ürün Planlama Müdürü DEVAMI...
“Üretimde Yeni Dönemi Konuşuyoruz” Etkinliklerimizle Beklediğimiz Sonuçları Almaktan Dolayı Mutluyuz”
  Dergimizin bu sayısında, Autodesk Türkiye Ülke Lideri Murat Tüzüm ile söyleşi gerçekleştirdik. Kendisinden Autodesk faaliyetleri hakkında geniş bilgi alır DEVAMI...
Güneş enerjisiyle çalışan Aruna Görücüye Çıktı
    Türkiye Ağustos 2015’te, ülkenin ilk 4 kişilik güneş enerjili arabası “ARUNA” İTÜ maslak kampüsünde sponsor firm DEVAMI...
MUBITEK Genel Müdürü Mustafa BİNTAŞ: “Çalışanlarımızın % 80’inin İlk İş Yeri Mubitek”
    Dergimizin bu sayısında, Mubitek Firmasından Mustafa Bey ile ileriye dönük projeleri ve sektör hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. DEVAMI...
Teknoloji, Trend, Gelecek: Laser ile Metal Eritme, Yani Katmanlı Metal Üretim, Daha Fazla Endüstriyel Uygulamayı Fethediyor
3 Boyutlu yazdırma teknolojileri geleceğin üretim metotlarını değiştiriyor.  Günümüzde üretim yöntemleri arasında heyecan yaratan bir şey va DEVAMI...
Tecrübe ve Takım Ruhu 4B Mühendislik Çatısı Altında Birleşti
  Eray ERTEN ile yeni kurmuş oldukları 4B Mühendislik’in hedefleri, sunduğu hizmetler ve Kalıp sektörün&uum DEVAMI...
Şan Akademi ve TekYaz İşbirliği ile, Sektör Gelişmeye Devam Ediyor
  Şan Akademi Eğitim ve Proje Müdürü Pınar Yusuf ile sektörün geleceği, planladıkları projeler ve  TekYaz ile sürdürdükleri akadem DEVAMI...
Azmin Zaferi İşini Sevmekle Başlar
Bu sayımızda Erdal Fırat ile Erdal Fırat Mühendislik Ltd. Şti. hakkında söyleşi gerçekleştirdik. Öncelikle Bize Kendinizi Tanıtır Mısınız? 1975 doğumluyum. e DEVAMI...
“NVIDIA Olarak Tüm Lider Global Yazılım ve Donanım Firmaları ile Çalışıyoruz
NVIDIA Türkiye Profesyonel Çözümler Grubu Ülke Müdürü Oğuzhan OĞUZ ile yaptığımız röportajda sektörden ve NVIDIA’nın Türkiye& DEVAMI...
“50.yıla Özel, Oyunları Değiştirecek Bir Teknoloji Geliştiriyoruz, Hedefimiz Bir Mühendisin Beş Misli Daha Verimli Çalışması”
Bu sene 50.yılını kutlayan simülasyon ve analiz yazılımları firması MSC Software Başkanı ve CEO’su Dominic Galello ile firmanın Türkiye’deki tek yetkili temsilcisi Eksen M&uum DEVAMI...
Wacom Türkiye Pazarındaki Varlığını Güçlendiriyor
Wacom Japon  firmasının Avrupa da ki Ürün Müdürü Guido Möller ile  İstanbul Design Week’de yaptığımız röportajda Wacom’un Türkiye DEVAMI...
Polat Makina 30 Yılı Aşan Tecrübesi ile Önce AR-GE Diyor
1993 yılında Anonim Şirket çatısı altında sürdürmeye başlamış, ve sadece Türkiye’nin değil, sektöründe dünyanın başarılı şirketlerinden biri haline gelmiş DEVAMI...
Kaynak ve Eğitim Sektöründe SolidWorks: Gedik Holding
Müşteri hikayemiz için Pendik'e gittik ve Gedik Holding ile SolidWorks üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Firmalarının makina ve kaynak sektörlerinde Solid DEVAMI...
Tekstil, Orman Ürünleri, Gıda ve Tarım Sektöründe SolidWorks: Canmaksan Müh. Mak. San. Tic. Ltd. Şti.
Bugünkü müşteri hikayemiz için İnegöl’e gittik ve CANMAKSAN® ile SolidWorks üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Firmalarının Tekstil, Orman, DEVAMI...
SolidWorks Sayesinde Çizdiğimiz Ürünle İmal Ettiğimiz Ürün Hep Tutarlı Oldu
Bugün şimdiye kadar röportaj yaptığımız firmalardan çok farklı eğitim, kültür, eğlence ve oyun sektöründe faaliyet gösteren bir SolidWorks kullanıcısını si DEVAMI...
“Esprit ile Tezgahımızdaki İnsan Gücüne Dayalı Enerjiyi, Teknolojiye Dayalı Ürüne Dönüştürdük”
Sıraç Alyans Firma Sahibi Hüseyin Köle: Ağır sanayi CAM yazılımı programı gibi görünen ESPRIT’e yıllar önce geçiş yapma kararını veren ve Türki DEVAMI...
“SolidWorks ile Sınırları Kaldırarak Büyük Adımlar Attık”
Arçelik, Beko, Vestel, Candy, Electrolux, AEG ve BSH gibi firmalara mutfak fırınları için ön kapak ve cam üst kapak menteşeleri üreten Atasan Metal, son dönemde ge DEVAMI...
“3D Experience ile Disiplinler Arası Bir Platformda Eşzamanlı Çalışma Yapabilirsiniz”
Dassault Systemes müşterilerine değer katma konusunda yeni bir evrim sürecinin içinde. PLM’in de ötesine geçerek; müşterilerinin ürünleri, doğayı, DEVAMI...
En Çok Okunanlar Son Eklenenler
YAYIN AKIŞI
FACEBOOK
TWITTER
INSTAGRAM