Önümüzdeki on yılda inşaat sektörünün büyüklüğünün 6.7 trilyon $’a ulaşması beklenmektedir. Özellikle Latin Amerika, Ortadoğu, Afrika ve Doğu-Avrupa’daki projeler inşaat sektörünün ana büyüme alanları olacaktır.
Sektörde iş hacmine paralel olarak rekabetinde artması bekleniyor. Özellikle ABD ve Batı Avrupa’da küçülen pazarlar; bu pazarlarda egemen olan çok uluslu inşaat şirketlerinin, gelişen pazarlarda etkinlik mücadelesine sebep olacaktır. Bu noktada Çin’in gelişimine ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Çin, düşük maliyetleri ve ekonomik gücüyle Afrika ve Ortadoğu’da büyük projeler almaktadır. Çin’de var olan büyük inşaat pazarı, Çin şirketlerini kendi iç pazarlarında gelişerek Dünya’da etkin bir oyuncu haline getirmektedir. Çin’i önümüzdeki dönemde en çok zorlayacak konu inşaatta yüksek kalite ve üretkenlik yaratan çözümlerle rekabete girecek altyapıyı yaratması olacak.
İnşaat sektöründe rekabet artışı ve karlılık düşüşü trendi açık olarak görülmektedir. Bu durum küçük oyuncuların elenmesine ve sektörün konsolide olmasına neden olacaktır. 2002’de 10 milyar doların üzerinde 8 şirket varken, bu sayı 2010’da bu sayı 23’e ulaşmıştır. Bu bilgi açık olarak sektörün konsolidasyon sürecinde olduğunu göstermektedir.
İnşaat sektöründe karlılık düştükçe, maliyet üzerinde baskı artmaktadır. Şirketlerin sürdürülebilir rekabet avantajı sağlamaları için kaliteyi arttırırken maliyetleri optimize etmeleri gerekmektedir. Kalite konusunda farlılık yaratacak olan unsur inşaat ürün kalitesini arttırmaktan çok binanın yaşam döngüsü boyunca oluşturacağı maliyeti minimize edecek çözümler geliştirmek olacaktır. Enerji yönetimi, tesis yönetimi, karbon ayak izi yönetimi gibi konular kaliteyi belirleyici unsurlar olarak ön plana çıkacaktır.
Önümüzdeki yıllarda firmaların önünde iki ana yol olacaktır, ya firmalar fiyat rekabetine girecekler, yâda yaratacakları katma değeri arttırarak karlılıklarını koruyacaklardır. Sektörde karlılık son on yıldır düşüş trendindedir. Bu açıdan şirketlerin sadece maliyetleri düşürücü çalışmalarla hayatta kalmaları oldukça zor olacaktır. İnşaat sektöründe ARGE konusu artan rekabet ortamı ile önemini arttıracaktır. Özellikle operasyonun iyileştirilmesi noktasında gidilebilecek uzun bir yol vardır. 2011 itibariyle İngiltere’deki inşaatlarda %30 tekrar iş yapılmaktadır. Bu durum doğru yönetim sistemleri ve uygulama planları ile verimlilikte ciddi artış yapılabileceğini göstermektedir. İnşaat sektörü gibi büyük bir sektörde global oyuncuların stratejileri oldukça önemli olmakla birlikte sektörün B2B’den B2B2C’ye olan hareket, son kullanıcıların inşaat şirketleri üzerindeki etkilerini arttıracaklarını göstermesi açısından önemlidir. Bu sebeple, inşaat şirketlerinin, inşaat sürecinin tüm tedarik zincirine daha fazla hâkim olacak ve müşteri odaklı çalışmayı sağlayacak stratejiler geliştirmeleri gerekecektir.
Teknoloji bu süreç boyunca inşaat şirketleri için en önemli araçlardan biri olacaktır. Diğer sektörlerde kullanılan 3 boyutlu parametrik tasarım (BIM) ve yalın çalışma yapısı doğru geliştirmeler yapılarak sektöre adapte edilecektir. Bu adaptasyon sırasında başarılı olan firmalar, sürdürülebilir rekabet avantajı kazanacaklardır.