Dr. Tayfun Erkeskin - TET, tayfun.erkeskin@tet.com.tr
Bilişim donanım teknolojileri sözkonusu olduğunda, bilgisayarların kullanıma girdiği ilk evrelerde, CPU (ana işlemci) ve RAM (bellek) miktarı meraklılar bazında en önemli bileşenler olmuştu. Hemen ardından, veri saklama kapasitesi, disket ve hard disklerle başlayan değerlendirme süreçleri, ekran ve görüntüleme alanının ve grafik çiplerinin (“GPU”) ön plana çıkması ile devam etti.
Profesyonel iş dünyasının her zaman vazgeçilmezi olmuş ağ teknolojileri ve ürünleri ise, Internet ‘in yaşamımıza girmesiyle birlikte, tüm makro ve mikro boyuttaki iş ve uğraşlarımızın merkezine yerleşti.
Bugün günlük hayatımızda gene en belirleyici 3 teknolojik unsur:
Ağ, Görüntü ve Depolama İşlemleri
2000’li yıllardaki yaşamımız, büyük veya küçük dijital ekran görüntüleriyle içiçe geçmiş durumda. Bu da hem “içerik üretimi”, hem de “içerik görüntüleme” taraflarında (ekranlarda) çok yüksek kalite ve hızda işlemleri şart koşuyor.
Grafik teknolojilerine meraklı birçok kullanıcı için, genelde işin tüketim tarafı ön planda olup, dijital oyunları ekranda en yüksek hızda görüntülemek veya filmleri düzgün oynatmak dışında pek bir edinim kriteri bulunmuyor. Halbuki popüler oyunların ve filmlerin geliştirilmesi ile uğraşan ekipler için de grafik teknolojilerine yatırım yapmak, işlerinin olmazsa olmazı.
Fotorealistik kalitede oyun sahnelerini oluşturmak için veya dijital ve analog kurguların artık içiçe geçtiği filmleri hazırlama süreçlerinde, günümüzde büyük ölçüde grafik çipleri üzerinde yürüyen “rendering” işlemleri gerekiyor. Çok sayıda grafik ünitesinin birbirine bağlı çalıştığı “renderfarm”lar kuruluyor. Bu sayede aslında aylar boyu sürebilecek oyun veya film hazırlama süreleri birkaç gün içinde bitirilebiliyor.
Yüksek kalitede resim ve video görüntülerinin bazen çok hızlı şekillerde de hazırlanması gerekiyor. Örneğin TV kanalları için yayına hazırlanan kayıtların ‘editlenmesi’ veya canlı yayınlarda PC tabanlı ekstra görüntü öğelerinin gerçek zamanlı olarak ana görüntülere ‘bindirilmesi’ gibi işlemler, günümüzde çok hızlı operasyon yapabilen profesyonel grafik çipleri sayesinde mümkün olabiliyor.
CAD/CAM, 3 Boyutlu İçerik Üretimi ve Dijital Animasyon operasyonlarında, iş akışlarının 2 ana ekseni bulunuyor.
1) Tasarım sürecinde ekranda (“Viewport) serilik.
2) Hazır tasarımın yüksek kalitede tekrar çıktı hesabı (Rendering).
Bu alanda pazarın %80 kadarını elinde bulunduran NVIDIA Quadro çözümleri, yaklaşık 20 yıllık birikim, yazılım ve donanım üreticileri ile çok yakın işbirliği gibi faktörler nedeniyle, elektronik endüstrisinin sunabileceği en yüksek performanslı ve en verimli ürünler olarak kabul ediliyor.
Son yıllarda grafik çipleri artık birer “paralel hesaplama ünitesi”ne dönüştüğü için, akla gelebilecek her sektörden her türlü yazıılımdaki paralel işlem kodları grafik çipleri üzerinden yürütülebiliyor. Adeta 90’ların ortasında başlayan grafik donanım devrimini hatırlatan ve yaşamımızı çok derinden etkileyen bu gelişme, bilim ve teknolojide bütün çıtaları çok çabuk yükseltti.
Moleküler biyoloji alanında ve gen araştırmalarında büyük ölçeklerde kullanım gören “GPU Computing” sayesinde, tıp diyagnostiği ve terapisi son yıllarda çok büyük ataklar yaptı. Biyomedikal optik alanında tarama görüntülerinden 3 boyutlu modeller çıkartılarak hasta fizyolojik profillerinin kollektif incelenebilmesi olanakları gelişti.
Grafik çipleri üzerinden –CPU’ya göre kat be kat daha hızlı- hesaplama potansiyeli sayesinde, veri alışverişi ve veritabanı yönetimi kurgularında devasa olanaklar çıktı. Veri madenciliği (“Data mining”) şemsiye terimi altında konuşlanan ve eksper sistemleri, veri yönetimi, parametrik analiz gibi alt unsurlar içeren operasyonel metodların eskiye oranla çok daha hızlı gerçekleştirebilmesi nedeniyle, bilim ve mühendislik, iş hayatı, eğitim ve dijital simülasyon alanlarında büyük adımlar atıldı ve atılmaya devam ediyor.
Grafik çiplerinin paralel işlem kapsitesindeki muhteşem potasniyel, başta değindiğimiz Ağ ve Grafik alanlarının birlikte çalışarak yeni bir sinerji oluşturması sonucunu da yarattı. İlk ve başarılı gerçekleşimini NVIDIA Grid konseptinde bulan ağ üzerinden sanallaştırılmış GPU teknolojisi sayesinde, çok sayıda kullanıcının tek bir GPU’yu ortak kullanması sağlanabiliyor. Aynı zamanda lokasyon olarak farklı yerlerde bulunan çalışanların ortak projelerde aynı sanal çalışma ortamını paylaşabilmeleri mümkün kılınıyor.
