TET Bilgisayar, Tayfun ERKESKİN tayfun.erkeskin@tet.com.tr
Bilişim dünyasının en gözde ve yenilikçi donanım birimi olan grafik/ekran kartları sayesinde, bilgisayar destekli tasarım ve hesaplama alanlarında tam bir devrim yaşandı. Bugün birçoğumuza çok ‘normal ve sıradan’ gelen PC ve tablet merkezli çalışma ortamları, daha 90’ların ortalarına kadar lüks ve erişilemez olarak görülen, birçok üretici ve tasarımcı tarafından varlığından pek de haberdar olunmayan sofistike teknolojik açılımlar olarak kabul ediliyordu.
Gerek hızlı şekilde gelişen grafik prosesör işlem kapasiteleri, gerekse yüksek teknolojileri içeren donanım konseptlerinin üretim maliyetlerinin azalması sonucunda, 2000’lerle birlikte analog temelli Ar-Ge ve görüntüleme işleri neredeyse tamamen ortadan kalktı.
Otomotivden medikale, lojistikten finansa, hemen tüm üretici sektörlerde, eğitimden simülasyona tüm Ar-Ge ve servis alanlarında görsel olanakları maksimum seviyede kullanan elektronik aygıtlarla çalışıyoruz. Gelişkin PC ve tabletlerin yanısıra, kullanılan aygıt bazen bir cep telefonu da olabiliyor. Gerçek zamanlı görüntüleme ve analiz gibi işemler değişik ekipler tarafından aynı ortamlarda veya lokasyondan tamamen bağımsız olarak gerçekleştirilebiliyor.
Bir fikrin veya konseptin olası gelişimini ve sonucunu hızlı şekilde ‘görmek’, hem dizayndaki eksik ve yanlışların vakit ve nakit kaybedilmeden giderilmesini sağlıyor, hem de çalışmaların başlarında akla gelmeyen yeni fikirlerin ortaya çıkmasını tetikliyor. Bu da ekip çalışmasını ve ortak aklı beslerken, ürün ve servislerin tasarım ve üretim kalitesini arttırıyor. Örneğin otomobil iç dizaynı veya iç mimari tasarımlarında, üzerinde çalışılan modüllerin yerleştirileceği ortamın tamamını ekranda görmek; geometrik bütünlük, estetik ve ergonomi açısından çeşitli optimizasyon olanakları sunuyor.
Bir fikrin veya konseptin olası gelişimini ve sonucunu hızlı şekilde ‘görmek’, hem dizayndaki eksik ve yanlışların vakit ve nakit kaybedilmeden giderilmesini sağlıyor, hem de çalışmaların başlarında akla gelmeyen yeni fikirlerin ortaya çıkmasını tetikliyor. Bu da ekip çalışmasını ve ortak aklı beslerken, ürün ve servislerin tasarım ve üretim kalitesini arttırıyor. Örneğin otomobil iç dizaynı veya iç mimari tasarımlarında, üzerinde çalışılan modüllerin yerleştirileceği ortamın tamamını ekranda görmek; geometrik bütünlük, estetik ve ergonomi açısından çeşitli optimizasyon olanakları sunuyor.
Grafik kartlarının kalbi GPU – Grafik İşlem Ünitesi alanındaki devasa gelişmeler, paralel hesaplama işlemleri kapsitelerini birkaç yıl öncesine kadar hayal bile edilemeyecek seviyelere taşırken, gerçek ile konsept görüntüler arasındaki farkların kaybolması, insan algı seviyesini aşar ve yer yer zorlar duruma geldi. Uzun yıllar boyu ‘sanal gerçeklik’ çalışmaları, reelde var olanın bir kopyası/emülasyonu olarak işlevlenirken, şimdilerde gerçeği tasarıma adapte etmek gibi bir çalışma-üretme alışkanlığı ve akışı ortaya çıktı.
CAD/CAM alanında eskiden şematik karakterli teknik resimler ve planlar sözkonusu iken, günümüzde birçok üretim sahasında gerçek eldeki reel tasarıma uygun hale getiriliyor. İnşaat sahasındaki görevliler, ellerindeki tabletlerde olayın nereye gideceğini fotorealistik görüntüler üzerinden inceler ve kontrol ederken, firma merkezindeki ekipler ile gerçek zamanlı iletişimde bulunarak gerekli düzeltmeleri yapabiliyorlar.
Bu tip interaktif optimizasyon/rafinasyon çalışmalarına çarpıcı bir örnek otomotiv endüstrisinde, HONDA firmasının ‘crash’ testlerindeki son çalışma konsepti: Bilgisayar yardımıyla oluşturulan araba modelleri, gene bilgisayar ortamında fiziksel simülasyon üzerinden dayanıklılık testlerine tutulabiliyor.
ması günler sürebilirken, sanal çarpışma testleri 12 saat kadar bir sürede rahatlıkla gerçekleşebiliyor.
Reel ortamlarda çarpma testlerine tabi tutulacak otomobillerin maliyeti 200.000 – 1 Milyon Dolar arasıyken, sınırsız denemelerin yapılabileceği dijital sanal gerçeklik ortamının maliyeti 50.000 Dolar kadar...
Tabii böyle kapsamlı çalışmalar için kurulan sistemlerde, grafik çiplerinin işlem kapasitesini maksimum seviyeye çıkartmak için, çoklu-ekran kartı içeren server makineler oluşturuluyor. Böyle sistemlere de “GPU Super Computer” adı veriliyor.
Gelişkin GPU alt modülleri barındıran sistemlerin giderek yaygınlaşan kullanımı, tasarım ve üretim alanında yaşanan sanal ile başlayanın gerçeği değiştirmeye başlaması gibi farklı bir devrimin de kapısını açmak üzere.
Önceleri pek akıl edilemeyecek seviyelere ulaşan ve rahatlık-kolaylık sağlama işleviyle sınırlı kalacağı düşünülen paralel işlem kapasiteleri sayesinde, bilim ve teknik dünyası, bugün neredeyse eski bilim-kurgu fantezilerinde yer almış bir konsepti gerçekleştirmeye başladı:
“Makinelerin gerçek dünyadan bilgileri alması”
+ “işlemesi” + “tekrar gerçeğe bilgi aktarımı” operasyonları. Kısaca “Deep Learning” olarak adlandırılıyor.